8. gün - Sarkis ve Bayzar’ın evinde

Çarşamba, 21 May 2014 14:50 tarihinde oluşturuldu
 
 

 

Diyarbakır’da 14 gün/Amed’e dair 14 fotoğraf/ Tigranakert’e dair 14 metin

Gazeteci ve fotoğrafçı MJM Repair için iki hafta boyunca Diyarbakır'da (Kürtçe ismiyle Amed ve Ermenice Tigranakert'te) röportajlar yaptı. 1915 Soykırımından önce şehirde nüfusu binlerle ölçülen Ermenilerin geçmişi, bugünü ve geleceğine dair fotograflar çekti. MJM hikayeleri Ermenilerle kesişen mekanlar ve insanlarla karşılaşmalarını röportajları boyunca okuyucuyla paylaşıyor.

Bu foto-röportaj Mayıs 2013'te yapılmıştır. Yazıda yer verilen bazı hususlarda o tarihten sonra değişiklikler olmuştur.


8. gün - Sarkis ve Bayzar’ın evinde

Surp Giragos’taki öğle yemeğinden sonra misafirlerin bir kısmı Meryem Ana Süryani Kilisesi’nde toplanıyor. Şehrin en yaşlı Ermeni çifti, 83 ve 85 yaşlarındaki Sarkis ile Bayzar burada oturuyor. Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş’la görüşmemizde “İlk seçildiğimde Diyarbakır’da Ermeni olduklarını söyleyen sadece iki kişi vardı” demişti. Bu iki “aykırı” kişi Sarkis ve Bayzar’dan başkası değildi. 26 yıl önce Süryani cemaatinin son üyelerinin gidişinden sonra kiliseye yerleştirilmişlerdi. O günden beri bu ibadethaneyi onlar koruyor. Çift 64 yıl önce Surp Giragos’un ana binasının yanındaki ve o zaman devlete ait bir mülk olan küçük kilisede evlenmiş. Kilisede yapılan son düğünlerden biriymiş nikâhları !

Odanın içinde kahve içmek için toplanmış yaklaşık on beş kişiyiz. Ortamın sıcaklığı muhabbeti kolaylaştırıyor ve hikâyeler daha rahat anlatılıyor. Konuşmaların gürültüsünün içinde annesiyle gelen Silvanlı bir hanım 1992’de Hizbullah tarafından öldürülen eşinin ölümünden bahsederken sessizce ağlıyor. “Silvan’da hala birkaç dönme aile var ve bizi bugün hala Müslüman olmamakla suçluyorlar. Topraklarımda oturan insanlar var ama elimden ne gelir ? Beyimin mezarı orada, her şey orada. Bırakıp gidemem” diye anlatıyor. Bu tuhaf ve yumuşak sesli hanım biraz sonra Kürtlere epey giydirecek.

Armine* bize babasından bahsedince ortama bir duygu seli hâkim oluyor. Dünyada herkesten çok sevdiği babası ona Ermeniliği miras bırakmış. “2007’de ölümünden kısa süre önce babam önce Türkçeyi, sonra da Kürtçeyi unutmaya başladı. Ekmeği Ermenice istiyordu, bizimle anlamadığımız bir dilde konuşuyordu” diye anlatıyor ağlayarak. 40 yaşlarındaki bu hanım Kevork’un Ermenice derslerini özenle takip ediyor. “Ona cevap bile veremiyorduk. Oysa şimdi öğrendiğim her harfi ve kelimeyi bin defa tekrarlıyorum. Ermenice öğrenmeyi gerçekten çok istiyorum”. Kızını 1984’te gizlice Surp Giragos’ta vaftiz ettirmiş. Kilisenin restorasyonundan önce yapılan son vaftiz töreni bu olmuş. Daha sonra Armine 2012’de ilk vaftiz edilenler arasında yer almış, oğlu ise “Hayastantsi”, yani Ermenistan’dan bir kızla, restore edilen kilisede ilk evlenen olmuş.

*İsim değiştirilmiştir.

 

Çeşitli gazete ve dergilerde çalışan MJM Yerkir Europe Sivil toplum kuruluşu için Ermenistan ve Türkiye'de foto-röportajlar gerçekleştirdi. Çalışmalarından örnekler www.mjm-wordsandpics.com sitesinde görülebilir.